1930´ların başları.
Gazi Mustafa Kemal´e bir mektup gelir.
Okuduktan sonra birden yüzü değişir.
Olay şudur. İsviçre´de bir park açılır.
Parkın kapısına bir tabela konmuş ve üzerine şunlar yazılmıştır:
´Buraya sadece asiller girebilir´.
Parka bir Türk genci girmek ister.
Bekçiler içeriye sokmazlar.
Genç ısrar eder:
´Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım, buraya girmek istiyorum, bana engel olamazsınız´ der.
Tartışma çıkar.
Bekçiler Türk gencini hırpalayarak parktan uzaklaştırırlar.
Bu ağır hakaretleri hazmedemeyen genç, Mustafa Kemal´e mektup yazarak olayı baştan sona anlatır.
İşte Mustafa Kemal´in canını sıkan mektup budur.
Hemen emir verir ve olayın araştırılmasını ister.
Kısa sürede olayın doğru olduğu Mustafa Kemal´e bildirilir.
Bunun üzerine hemen Başbakan İsmet Paşa Çankaya´ya çağrılır.
Mustafa Kemal olayı anlatır ve İsviçre´ye derhal sert bir nota verilmesini emreder.
Sonra İsmet İnönü´ye şöyle der:
´Bununla da yetinmeyelim. Ben İsviçre cumhurbaşkanına bir mektup yazdım onu da gönderelim´.
Mustafa Kemal mektubunda ´Türkiye´den hemen özür dilenmez ve durum düzeltilmezse devletinizle bütün diplomatik ilişkiler kesilecektir´.
Bir hafta sonra yanıt gelir.
İsviçre olay için Türkiye´den özür diler, ayrıca parkın kapısındaki tabelanın da şöyle değiştirildiği bildirilir:
´Buraya sadece asiller ve Türkler girebilir".
İşte böyle onurlu, iradeli, kararlı ve bir tek Türk gencine bile büyük değer veren bir ATA mız vardı